• 0(216) 545 01 54 / 0(543) 224 57 25

anne-baba-olmak-sorumluluk-vermektir-4

ANNE-BABA OLMAK SORUMLULUK VERMEKTİR, TÜM SORUMLULUĞU ÜZERİNE ALMAK DEĞİL – 1

380 380 İz Koçluk

ANNE-BABA OLMAK SORUMLULUK VERMEKTİR,
TÜM SORUMLULUĞU ÜZERİNE ALMAK DEĞİL – 1

SORUMLULUK: BAŞKASININ ÖZGÜRLÜĞÜNÜN BAŞLADIĞI YERİ BİLMEK VE ÖĞRETEBİLMEK
Bir çok yazımda “Bu çocuğunuzun sorumluluğu. Onun yerine sorumluluklarını üstlenmeyin. Kendi sorumluluklarını kendisi yapmalı” gibi cümleler kullandım. İyi de nedir bu sorumluluk? Doğduğumuzda zaten var olan bir şey mi, zaman içinde kazandığımız bir alışkanlık mı? Sorumluluk duygusu gelişmişse ne kazanırız, gelişmemişse dünyanın sonu mudur?
Sorumluluk Nedir?
Sorumluluğu kişinin kendine ve başkalarına karşı yerine getirilmesi gereken görevler olarak tanımlayabiliriz. Sorumluluk sahibi olmak, attığımız adımların sebep olduğu sonuçları, yaptığımız işlerin başkaları üzerindeki etkilerini de sahiplenmek, yaptığı her şeyin arkasında durmak da demektir. Yani sorumluluk sahibi olmak kendimize ve başkalarının haklarına saygılı olmayı da gerektirir.
Sorumluluk sahibi kişi kimdir derseniz, kendini ve başkalarını “kucaklamasını” bilen kendine ve başkasına değer veren kişi diyebilirim. Nasıl m?

  • Söz verdiği şeyleri yerine getirip sözünün arkasında durarak
  • Kendi kararlarını vererek
  • Karar alırken elindeki kaynakları ve bilgiyi kullanarak
  • Aldığı kararların arkasında durup, varsa sonuçlarına katlanmayı göze alarak
  • Diğer insanların haklarını, değer yargılarını da dikkate alarak
  • Bağımsız ve kendine güvenli bir birey olarak
  • Yaptığı işi sonuna kadar götürerek

Gördüğünüz gibi toplumdaki ilişkilerin daha düzenli yürümesinin olmazsa olmazı sorumluluk sahibi olmak.
Sorumluluk duygusu gelişmişse ne kazanırız?
Sorumsuz insanlarla dolu bir dünya düşünsenize.  Gerçi düşünmek çok zor olmasa gerek. Randevu saatine geç gelenler, söz verdiği zamanda işini bitirmeyen ustalar, emanet ettiğiniz çocuğunuzun güvenliğini sağlamak yerine televizyondaki kadın programına dalıp giden bakıcılar… Bu “sorumsuz”larla günlük hayatta karşılaşmak bizi nasıl da sinirlendiriyor, nasıl da deli ediyor değil mi? Saygısızlıktan öte, birçok işimizin de aksamasına neden oluyor.  Aslında hiçbir anne-baba sorumsuz çocuk yetiştirmek istemez. Bunu tartışmaya bile gerek yok. Ama sorumluluk tanımlarımız maalesef aile değerleri, toplum kültürü gibi nedenlerle değişiklik gösterebiliyor. Hatta inanması zor ama kendimiz sorumluluk sahibi olsak bile çocuğumuza verdiğimiz değer nedeniyle çocuğumuzu sorumsuz biri olarak yetiştirebiliyoruz.
Çocukların da sorumluluğu mu olur, onlar küçücük demeyin? Tabi ki onların da kendi yaşlarına göre sorumlulukları var: Okuldaki ve evdeki kurallara uymak, hem başkalarının hem de kendi haklarına sahip çıkmak, kişisel temizliklerine ve vücutlarına özen göstermek, eşyalarına sahip çıkmak, ödevlerini yapmak, öğrenmesi gereken konuları öğrenmek, odasının düzenini sağlamak gibi. Ve maalesef sorumluluk küçük yaşlarda başta ailemizin, öğretmenlerimizin, çevremizin bize davranışlarıyla şekillenen bir alışkanlık. Eğer çocuğumuz iş hayatına atıldığında, toplantılara onun adına katılıp, patronunun ondan beklediği raporları biz hazırlamayı göze almıyorsak (ki bunu göze alsak bile yapma şansımız nedir?) ona küçücükken kendi yaşına uygun sorumluluklar vermeye başlamalıyız. Eğer kendi kendine yetebilen, kendi ayakları üzerinde duran, öz güveni yüksek çocuklar yetiştirmek istiyorsak.
Sorumluluk duygusu gelişmemişse dünyanın sonu mudur?
Dünyanın sonu olmasa da aile, sınıf, okul, hatta toplum düzeninin sonu diyebiliriz…  Sorumluluklarını bilmeyen bir çocuğun olduğu bir yaşam hayal edelim:

  • Sorumluluk sahibi olmayan çocuk arkadaşlarının haklarına saygı göstermez, arkadaşlarına adil davranamaz ve arkadaş grubunda dışlanma ile karşı karşıya kalabilir. Çocukken bu sorun yaratmaz gibi görünse de ilerleyen yaşlarda çocuğunuz için başa çıkılmaz bir soruna dönüşebilir.
  • Çocuğunuz sorumluluğunu yerine getirmediği takdirde siz ya da kardeşi, belki bir arkadaşı onun sorumluluğunu yerine getirmek zorunda kalırsınız. Kardeşi ya da arkadaşları haksızlık ile karşı karşıya kalırlar. Sonunda bir de bakmışsınız oyuncaklarını toplamayan o minik yaramaz evin düzenini bozan koca bir delikanlı oluvermiş.
  • Çocuğunuz aldığı sorumluluğu yerine getirmediği için ya da sorumluluk almayı bilmediği için küçük kardeşi zarar görebilir, arkadaşı incinebilir. Sosyal ilişkileri yavaş yavaş zedelenmeye başlar. Büyüdüğünde kendi içine kapanmış bir gençle karşı karşıya kalmak ister misiniz?
  • Hiç sorumluluk almamış bir çocuk yapabileceklerinin farkında değildir. Bu nedenle yaşı ilerledikçe beklediğiniz sorumlulukları almaktan kaçınır. Kendini işe yaramaz hisseder. Giderek kendine güvenini kaybeder.
  • Arkadaşları, hatta belki de siz yani öz ailesi bile sonunda çocuğunuza hiç bir konuda güvenmez olursunuz. Hani “onun ipiyle kuyuya inilmez” denir ya… Çocuğunuz için söylenmesini istediğiniz en son söz olsa da, günün birinde siz bile aklınızdan geçirir bulabilirsiniz kendinizi.
  • Sorumluluk duygusu gelişmemiş birinin paylaşma duygusu da gelişmez. Giderek bencil, başkalarını düşünmez bir tavır takınır. Bu durumun sonuçlarını tahmin etmeniz zor olmayacaktır.
  • Sorumluluk almamış bir kişi, sahip olduklarının kıymetini bilemez. Kendi sahip olmadıklarının kıymetini bilmeyen birisi de, başkalarının sahip olduklarının kıymetini nereden bilebilir? Zamanla sınır tanımaz olabilirler. Zira neyin kimin olduğunun önemini yitirmişlerdir. Zarar vermek, başkalarının eşyalarını izinsiz almak sıradan davranışlar haline gelebilir.
  • Sorumluluğu bilmeyen bir çocuk aile düzeni, sınıf düzeni tanımaz. Saygı göstermeyi, değer vermeyi öğrenemediği için sınıf ortamında öğrenme düzenini bozabilirler. Kendileri dersi öğrenemedikleri gibi arkadaşlarına da engel olurlar.
  • Saygı göstermeyi bilememek sadece sınıf düzenini bozmakla kalmayabilir. Arkadaşını fiziksel ya da sözel tacize kadar ilerleyebilir.

Biraz abartıyorum diye düşünebilirsiniz. Ama sorumluluk almak kişiye birey olmayı ve diğer bireylere saygı göstermeyi öğretir. Çocuğunuzun sorumluluk duygusunun ne derece geliştiğine bağlı olarak yukarıda saydıklarımla karşılaşabilirsiniz. Tüm iyi niyetinizle onun üstünden aldığınız sorumluluklar, gün gelir onun omuzlarına daha fazla yük olabilir. Anlatmak istediğim sadece bu…
Sorumlu olmayı öğrenmek de tıpkı diğer becerileri öğrenmek gibidir, pratik yaptıkça ustalaşır, öğrendiğimiz şeyi özelliğimiz haline dönüştürürüz.  Halbuki anne-babalar iyi niyetle çocuklarının giyinmesinden, arkadaş edinmesine kadar onlar adına yapmaları gerektiğine inanırlar. Bunu anne-baba olarak kendi yeterliliklerinin bir göstergesi sayarlar. Ancak bu tip korumacı davranışlar çocuğun sorumluluk kazanması ve özgüveninin gelişmesi önündeki en büyük engeldir. Yani anne-baba olarak sizin sorumluluğunuz da Korumacı değil destekleyici anne-baba olmak. Bırakın çocuklar yaşlarına uygun sorumlulukları kendileri almaya başlasınlar. Sorumluluk duygusunu adım adım geliştirdikçe, çocuğunuzun ardında bıraktığı izler de o derece keyifli olacak.

Kendi yaşına uygun sorumluluklar mı? Onlar da ne? Ya da bu alışkanlıkları nasıl kazandıracağız? Bunlar da başka bir yazının konusu.

KAYNAKÇA:
http://www.cyh.com/HealthTopics/HealthTopicDetailsKids.aspx?p=335&np=287&id=1712
http://alysonschafer.com/home-responsibilities-by-age/

Servislerimizi daha iyi sunabilmek için tanımlama bilgisi (cookie) kullanıyoruz. Sitemizi kullanmaya devam ederek Gizlilik Politikamızı kabul etmiş sayılırsınız.